(Anlamını öğrenmek istediğiniz atasözüne tıklayın)
Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur
Dağ ne kadar yüce olsa yol (onun) üstünden aşar
Danışan dağı aşmış, danışmayan (-ın) yolu şaşmış
Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz
Davul bile dengi dengine çalar
Davulun sesi uzaktan hoş gelir
Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan
Deli deliden hoşlanır, imam ölüden
Deli ile çıkma yola, başına getirir (gelir türlü) belâ.
Deliye her gün bayram.
Aklı kıt, kavrayışı az, sorumluluk nedir bilmeyen, hiçbir şeyi kendisine dert edinmeyen, istediği işi yapıp istediği yerde dolaşan, ne kazanıp ne kaybettiğinin farkında olmayan kişinin hâli tıpkı bir delinin hâli gibidir. Onun için günlerin birbirinden farkı yoktur, hemen her gününü bayram neşesi içinde geçirir.
Demir nemden, insan gamdan çürür (Duvarı nem, insanı gam yıkar).
Bir demirin paslanıp niteliğini kaybetmesine nasıl nem sebep oluyorsa bir insanın yıpranmasına, çöküntüye uğramasına, için için erimesine, harap olmasına da üzüntü, sıkıntı ve çeşitli dertler sebep olur. Bu bakımdan insan her olur olmaz şeyi kendisine dert edinmemelidir.
Demir tavında dövülür.
Demirin istenilen biçime sokulabilmesi, çekiçle dövülüp işlenebilmesi için önce ateşte ısınıp kızarması, yumuşaması gereklidir. Bunun gibi her işin yapılması, o işten iyi netice alınması için de en uygun zamanı kollamak ve bundan yararlanmak gereklidir.
Denize düşen yılana sarılır.
Son derece tehlikeli bir durumla karşı karşıya gelen, çaresiz kalan, kurtuluş için bir çıkar yol bulamayan kişi, bu kötü durumdan kurtulmak için her türlü yola başvurur. Öyle ki, en tehlikeli şeylere bile sarılmaya çalışır, onlardan yardım bekler. Çünkü hiçbir tutar seçeneği kalmamıştır.
Derdini söylemeyen derman bulamaz.
Her derdin, müşkülün, güç ve sıkıntının altından insanın tek başına kalkması mümkün değildir. Böyle kötü bir durumda bulunan kişi, içinde bulunduğu bu durumu kendisine yardımı dokunacak kimselere, yakınlarına açmalıdır. Derdine ancak bu şekilde çare bulabilir, sıkıntılarından kurtulup rahatlayabilir.
Dertsiz baş (kul) olmaz.
Hemen herkesin az veya çok bir derdi vardır. Dertsiz insanın düşünülmesi mümkün değildir. İnsan bunu bilmeli ve karamsarlığa kapılmadan dertlerini azaltmaya çalışmalıdır.
Dervişin fikri ne ise, zikri de odur.
Bir insan ne düşünüyor, gönlünden ne geçiriyorsa, bunu hareket ve sözleriyle belli eder; açığa vurur. Devamlı kafasında ve gönlünde taşıdıklarının gündemde kalmasını ister.
Destursuz bağa girilmez (gireni sopa ile kovarlar).
İzin alınmadan girilmeyecek bir yere girmeye, yapılmayacak bir işi yapmaya kalkan kimse, bunun cezasını fazlasıyla çeker.
Deveden büyük fil var.
Hiçbir insan sahip olduğu makamın büyüklüğü, elindeki yetki ve imkânların genişliği ile övünmemeli, bunlara sırtını dayayarak büyüklenmemeli, kimseyi hor görmemelidir. Çünkü ondan büyüğü ve üstünü her zaman vardır.
Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.
Tamah, açgözlülük insanı küçük çıkarlar peşinde koşturur; onu tehlikelere iter, felâketlerle karşı karşıya bırakır ve zarar görmesine yol açar.
Devletin malı deniz, yemeyen domuz.
Kimi vatan haini, rüşvetçi, menfaatçi kimseler soygunculuğu kural edinmişlerdir. Bunlara göre devletin malı çalıp çırpmakla, yemekle tükenmez; bir yolunu bulup da bu maldan aşırıp yararlanmayandan daha budala kim olabilir.
Dibi görünmeyen suya girme.
İç yüzünü iyi bilmediğin, anlamadığın, öğrenmediğin, bir işe girişme; yoksa tehlikeye düşüp zararlı çıkabilirsin.
Dikensiz gül olmaz.
Hoşumuza giden, bizi sevindiren, fayda temin ettiğimiz hemen her güzel şeyin kusurlu, eksik ve kötü bir yanı da bulunabilir. Eğer bunları elde etmek istiyorsak, hoşa gitmeyen ve bize sıkıntı veren bu yanlarını da hoş görmeliyiz.
Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim.
İnsanların başına kimi felâketler, sıkıntılar da çok kez dilleri yüzünden gelir. dilini tutmayan, ne zaman ve nasıl konuşacağını bilmeyen insanların başlarına belâ geldiği ve bu yüzden pişmanlık duydukları çok görülmüştür.
Dilin cismi küçük, cürmü büyük.
Konuşma organımız olan dil, küçük hacimli bir nesnedir. Küçük olmasına küçüktür ama büyük suçlar onunla işlenir. Kimi zaman sarf ettiği kötü sözler insanın başını belâya sokup felâketini hazırlayabilir.
Dilin kemiği yok.
dil kolayca her yana dönebilir. Bu özelliğe sahip olan dilde, her türlü kelimeler de kolayca çıkar; insan doğru olmayan, birbiriyle çelişkili sözleri söyleyebilir; önce söylediğini sonra inkâr edip başka şekle çevirebilir.
Dinsizin hakkından imansız gelir.
Acımasız, kötü, insafsız ve ahlâksız bir kişinin hakkından ancak ondan daha kötü bir kişi gelebilir.
Doğmadık çocuğa kaftan (don) biçilmez.
Daha ihtimal dahilinde olan, henüz ne olacağı belli olmayan, ele geçmeyen, ortaya çıkmayan bir şey için önceden hazırlık yapmak ve kesin karar vermek doğru değildir. Çünkü beklediğimizin aksine bir durumla karşılaşıp zarar görebiliriz.
Doğrunun yardımcısı Allah`tır.
Hak ve adaletten kopmayan, işlerinde doğruluktan ayrılmayan kişiye Yüce Allah her zaman yardım eder.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Özellikle çıkarlarını düşünen insanların çoğaldığı, fedakârlığın azaldığı yerlerde yalan dolan, hile, ahlâksızlık artar ve insanlar iki yüzlü olurlar. Böyle bir ortamda doğru sözlü olan, sözünü esirgemeyen ve sakınmadan herkesi eleştiren kişiyi kimse sevmez. Herkes onu kınar, yanından ve yöresinden uzaklaştırmaya çalışır. Çünkü bu kişi doğru sözleriyle ahlâksızlık üzerine bina edilmiş menfaat düzenini bozmaya çalışır ve çok kimseyi rahatsız eder. Dolayısıyla çıkarları zedelenen, kusurları yüzüne söylenen, ikiyüzlülükleri yüzlerine çarpılan insanlar tarafından hor görülüp kovulurlar.
Doğru söz (ağıdan) acıdır.
Kimi insanlara (özellikle yalancı, çıkarcı, ahlâkı bozuk) kusurlarını, yanlışlarını, düzensizliklerini, yolsuzluklarını ortaya çıkaran sözleri yüzüne karşı söylemek çok acı gelir. Çünkü çoklukla bu tür insanlar ya açıklarının ortaya çıkmasını istemezler ya da doğru sandıkları hareketlerinin yanlış olduğunu kabul etmezler.
Dokuz at bir kazığa bağlanmaz.
1. Her tedbir, tehlikenin büyüklük oranı düşünülerek alınmalıdır. Gücü büyük olan tehlikelere küçük ya da zayıf tehlikelerle önlenemez. 2. Bir işin başına, birbiri ile anlaşması mümkün olmayan birden çok yetkili kimse getirilmemelidir. Çünkü her biri bir yana çeker, anlaşamaz ve birbirlerine düşerler. İşi aksatıp geciktirirler.
Dolu bardak su almaz.
Bilinmeli ki, her insanın kaldıracağı, taşıyacağı bir yük vardır. Eğer bu yükten fazlası kendisine yüklenir ve taşıması istenirse verimli bir sonuç da umulmamalıdır. Çünkü gücünün üstündeki bir yükün altından yıkılıp kalması, çöküp ezilmesi kaçınılmazdır. Bu bakımdan her kişiye ancak yapabileceği bir işi yüklemek lâzımdır.
Dolu küpün sesi çıkmaz.
Bk. “Boş fıçı çok langırdar.” Domuz derisi post olmaz, eski düşman dost olmaz.
İslâm dinine göre domuzun her şeyi pistir. Eti haramdır, beslenmesi yasaktır. Bu nedenle onun derisi de kullanılamaz. Üstünde namaz kılınamadığı gibi oturulamaz da. Eski düşman da domuz derisi gibidir. Ne kadar iyi niyet beslerse beslesin, yakınlık gösterirse göstersin ona güvenilemez; dostluğuna inanılamaz. Hiç ummadığımız bir zamanda bize kötülük yapabilir. Çünkü kolay kolay düşmanlık duyguları silinmez.
Dost acı söyler.
Dost sevilip güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimsedir. Dostlar hiçbir çıkar kaygısı gütmeden yaklaşırlar insana. Düşman kimselerin aksine, insanın iyiliğini isterler. Sevinci paylaştıkları gibi üzüntüyü de paylaşırlar. Bu bakımdan dostlarımız olanlar eksikliklerimizi, kusurlarımızı, yanlışlıklarımızı yüzümüze karşı söylemekten çekinmezler. Bizi memnun etmek için değil doğruyu göstermek için konuşurlar. Amaçları bizi düzeltmek, acı da olsa gerçeği yüzümüze söylemektir. Bu bakımdan iyiliğimiz için söyledikleri sözlerden ötürü onlara kırılmamalıyız.
Dost başa bakar, düşman ayağa.
Temiz giyinip kuşanmak hem dost, hem de düşman için oldukça önemlidir. Bu durum başımızı yukarıda görmek isteyen dostlarımızı sevindirecek, ayağımızın kaymasını bekleyen düşmanlarımızı da kahredecektir.
Dost dostun eyerlenmiş atıdır.
Hakikî dost, dostunun en sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumda bekler.
Dost ile ye, iç; alış veriş etme.
Her türlü alış verişin temelinde çıkar yatar. Dolayısıyla çıkarların çatıştığı yerde tatsızlıkların baş göstermesi, giderek de dostluğu bozması mümkündür. O hâlde dostluklarını sürdürmek isteyen kimseler birbirleriyle alışveriş yaparken ya çok dikkatli olmalı, ya da alışveriş yapmaktan mümkün olduğunca kaçınmalıdırlar.
Dost kara günde belli olur.
Varlıklı, iyi, güzel ve mutlu günlerimizde bizimle dostluk kuran, arkadaşlık eden, yanımızdan ayrılmak istemeyen çok olur. Herkesin mutluluktan bir pay almaya çalıştığı böyle günlerimizde, etrafımızdaki bu kişilerin hepsine gerçek dost diyebilir miyiz? Kuşkusuz hayır. Bu ancak işlerimizin kötü gittiği, üzüntülerimizin arttığı, felâketlerin bizi boğmaya çalıştığı günlerimizde belli olur. İyi ve mutlu günlerimizde olduğu gibi, bizi kara günlerimizde de yalnız bırakmayan, sıkıntılarımızı paylaşan kişiler gerçek dostlarımızdır.Msn Öğretmen öss kpss Gazeteler Sohbet hazır mesajlar ders izle Belirli Gün ve Haftalar Çanakkale savaşı şiir şarkı sözleri
Dostluk başka, alış veriş başka.
Alış verişin temelinde çıkar, dostluğun temelinde ise fedakârlık yatar. Bunu bilip dost kalmak isteyenler alış verişlerini arkadaşlık ilişkisinden ayrı tutarlar. Bu kişiler arasındaki dostluk, birinin ötekine fedakârlık yapmasını gerekli kılmaz.
Dostun attığı taş baş yarmaz.
Dostun acı sözünden veya sert davranışından bize kötülük gelmez. Biliriz ki, onun bu yaptığı bizim iyiliğimiz içindir.
Duvarı nem, insanı gam yıkar.
Bk. “Demir nemden, insan gamdan çürür.”
Dünya malı dünyada kalır.
Mal, varlık, servet, insanın hoşuna gidecek durum ve şartların bütünü bu dünya içindir. İnsan bunların hiçbirini öldükten sonra öbür dünyaya götürecek güçte değildir. Öbür dünyaya götüreceği ise iyilik ya da kötülükleridir. Bu bakımdan dünya malına fazla tamah etmemeli, kendisini sıkıntıya sokmamalı, gerek kendisi ve gerekse başkaları için malını harcamaktan kaçınmamalıdır.
Dünya Sultan Süleyman`a bile kalmamış.
Peygamber Hz. Süleyman, aynı zamanda büyük ve zengin bir hükümdardı da. İnsan, cin, hayvan ve rüzgâr bile Allah`ın izniyle onun hükmüne tâbi idi. Ancak o bile bu eşsiz egemenliğine rağmen ölümden kurtulamadı, öbür dünyaya gitti. O hâlde ibret alınmalı, bu dünyaya tamah edip bel bağlanmamalıdır.
Dünya tükenir, yalan tükenmez.
Dünyada yalancıları saymak mümkün değildir. Yalancıların çokluğu, yalanın hemen her yerde barınmasına imkân hazırlamıştır. Yalanın ortadan kalkması, insanların yalan söyleme alışkanlıklarından vazgeçmeleriyle mümkündür. Ancak bu da çok zordur, dolayısıyla yalan sürüp gidecektir.
Düşenin dostu olmaz, hele bir yol düş de gör.
Zenginliğini, makamını, itibarını kaybeden ve bir felâketle karşılaşan kişinin etrafında kimse kalmaz; iyi, güzel ve mutlu günlerin dostları birer birer kaybolur; çünkü çıkar sağladıkları kaynak kurumuştur. Bunun böyle olduğunu ise, ancak bu duruma düşen bilir.
Düşman düşmana rahmet (gazel, yasîn) okumaz.
Hiçbir zaman düşmandan bir yakınlık, yumuşama ve bir iyilik umulup beklenmemelidir. O, eline fırsat geçse kötülüklerin en beteriyle üstünüze yürür.
Düşmez, kalkmaz bir Allah.
Hayatta hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Hemen her şey değişip hâlden hâle girer. Sağlıklı bir insan hastalanabilir, zengin de yoksul düşebilir. Küçük imkânlar içinde olanlar büyük imkânlara kavuştukları gibi, büyük imkânlar içinde olanlar da ellerindekini yitirebilirler. Olumlu ve olumsuz tüm değişmelerin dışında kalan sadece Yüce Allah`tır. Bu bakımdan insan kendini büyük görmemeli, elindeki imkânların sürekli varolacağını düşünüp de kibirlenmemelidir.
Konular: Ata sözleri Ata sözü atasözleri Atasözleri Sözlüğü atasözü atasözü deyimler Türk
Paylaş :
Tweet Bu Yazıyı Yazdır04 Mart 2013 tarihinde berkan yılmaz yazdı:
güzelmiş 😀
27 Aralık 2011 tarihinde gamze yazdı:
yaaa bnm istediğğim yoq lütfen bana yardım edin duygu ve hayallerle ilgili atasözü bulmam lazım
20 Şubat 2011 tarihinde tarık yazdı:
bi elin nesi var iki elin sesi var o ata sözünü bulamıyorum
20 Şubat 2011 tarihinde aytekin babacan yazdı:
hepside süperrrrrrrrrrrrrrr çok beğendim
19 Şubat 2011 tarihinde ayşenur yazdı:
süper:D be:D sağalun
Deliye her gün bayram için Emre Öztürk
Çook sool odevimi yaptım
Yağına kıymayan, çöreğini yavan (yoz, kuru) yer için boşver
bence çok doğru bir söz
Huylu Huyundan Vazgeçmez için elif zülal
siteyi kurana teşekkür ederim
Yalnız öküz, çifte (boyunduruğa) koşulmaz için AYŞA ASMA
DAHA İYİ OLAMAZMIYDI
Adam adama her daim muhtaç (gerek olur) için yunus
çok işime yaradı
Bir Cevap Yazın